Şenol Goncagül
BEŞİKTAŞ, Avrupa’da güzel bir seri yakaladı. (Doğuştan FB’li olan) beni bile ekran başına çekmeyi başarabildi. Ki, ben de herkes gibi, uluslararası arenada mücadele eden hangi ekibimiz olur ise olsun, BJK Maçları’nda BJK’lı olarak maçları soluksuz izledik.
Perşembe akşamı, yine bir Avrupa mücadelesi vardı. Yine, aynı şekilde ve aynı heyecan ile TV başına geçip, ülke adına kazanılacak zaferi beklemeye başladık…
Öyle olmadı ama… Olsun, sonuçta yenmek te vardı, yenilmek te… “Bir başka bahara” dedik ve çektik sineye durumu…
Her şeye rağmen, bizlere Milli arenada güzel anlar yaşatan BJK ve her branştaki tüm temsilcilerimize teşekkürler ediyoruz…
* “Her şey zamanında”
Şöyle bir düşünelim isterseniz; Valiler, belediye başkanları, milletvekilleri veya hatta başbakanlar bile, o koltuklarda oldukları zamanlarda çevrelerine yaklaşabilmek mümkün değildir. İnsanlar aslında, ilgi ve alakanın önemli kısmının, KOLTUK’tan yana olduğunun farkına, o koltuktan ayrıldıktan sonra varırlar genellikle!
Geçenlerde, Tekirdağ merkezindeki bir lokantada, eski başbakanlardan Mesut Yılmaz ‘ ı, bir grup dostu ile yemek yerlerken gördüm. Etrafta kimseler yoktu! Ne yanlarına gelip fotoğraf çektirmek isteyenler, ne de hal hatır soranlar!
Oysa ki; biz O’nun başbakanlığı döneminde kendisine 50 metre yaklaşılamadığını çok iyi biliriz!
Şimdi siz; sözün gelimi vali ile sorun yaşayın ve bunu bürokrat kesimi öğrensin, yanınıza bir bürokrat yaklaşmaz! Vali’nin bu yönde talimat verdiğinden de değil durum! Vali ile sorunlu olduğunuz halde, yanınıza gelecek bürokratın, başına iş gelmesinden korkmasından dolayıdır bu!
Ve hatta; bırakın sorun yaşamayı, eğer vali veya kaymakam size ziyarete gelmiyor ise, o zaman bunun yansımasını alt kadroda da aynen görürsünüz!
“Valimiz veya Kaymakam Beyimiz bile ziyarete gitmiyor ise, demek ki bir bildikleri vardır!” etiketi, anında devreye girmiştir çünkü!
Belediye başkanı ile aranız açılsın mesela! Belediyeye gittiğinizde bir sürü bürokratik sorun yaşarsınız! İşiniz yavaşlar ve o negatifliği net şekilde hissedersiniz!
Bunu, Kırklareli için söylemiyorum bu arada da! Bizim, ne valimiz ile ne başkanlarımız ile ne de devletin hiçbir kurum veya kuruluşu ile sorunumuz olamaz!
Osmanlı padişahlarından birinin çocukluk arkadaşı huzura çıkmış. Demiş ki; “Hünkârım! Padişahın bile yakın dostuyum ama, toplum içinde hiçbir ayrıcalığım yok!”
Padişah, dostunu yanına alıp, kolkola vaziyette en yoğun çarşılardan birinde dolaştırmış. Sonra da; “Var git. Artık senin çok dostun ve ayrıcalığın olur” demiş. Adam; “İyi de, ben hala yine eski adamım. Şimdi benim ne ayrıcalığım oldu ki?” demiş. Padişah cevaplamış; “Padişah ile kolkola yürüdün ya be adam!” demiş.
Adam bir şey anlamamış ve caddede yürümeye başlamış…
Az evvel, kendisini padişah ile kolkola gören esnaf ve vatandaşlar, anında etrafını sarıvermişler! Herkes bir sıkıntısını söylüyor ve bazı isteklerde bulunuyorlarmış. Kimileri de, ceplerine altın dolu keseleri sokuşturuyorlarmış!
Adam; “Şimdi anladım işin sırrını! Güçlünün yanında görünmek, güçlü olmakmış!” demiş…
Sırf bu yüzden olsa gerek ki, Başbakan, Cumhurbaşkanı, Vali, Belediye Başkanı ve önemli insanlarla fotoğraf çektirmek üzere büyük mücadeleler verenler, o rüzgardan istifade etmek derdindedirler…
Önemli ve güzel olanı da ne biliyor musunuz?!
O makam ve koltukları bıraktıktan sonra da, o itibarı ve alakayı görmeye devam edebilmek…
Gerisi teferruat ve geçicidir çünkü…
Kalın sağlıcak ile…